Marmara’nın usta bir ressamın elinden çıkmış soyut bir resmi andıran uzaydan çekilmiş görüntüsü ile yaşamın odak noktasına “müsilaj” yerleşti. Gri çalınmış mavinin tonlarındaki çevre kirlenmesi için bir suçlu arar bakışlarımızda çaresizlik var. Tam da pandeminin kilitlediği bir dönemden çıkma ümitlerini yeşerttiğimiz dönemde, yüzleşmek zorunda olduğumuz bu yaşam gerçeği bakalım aklımızı başımıza getirebilecek mi?
“Hayal ettiğim ülke bu değildi”
88 yaşında hayata veda eden Çetin Altan, gazeteciliğe 1946’da Ulus Gazetesi’nde başlamıştı. Altan’ın son yazısı “Hayal ettiğim ülke bu değildi” başlığıyla 25 Haziran 2015’te Cumhuriyet’te yayınlanmıştı. Doğum günüm için seçtim tüm hislerime tercüman oluyor. Altan’ın yazısı şöyleydi:
“Artık anlaşılıyor ki ülkeme demokrasinin geldiğini göremeden ayrılacağım bu dünyadan.
“Medya Bir İş Değil, Kamusal Bir Sorumluluktur”
EKOIQ Dergisi Temmuz-Ağustos 2021 sayısında derginin yayın yönetmeni Barış Doğru ile bir söyle şi yaptık. Söyleşiyi yayımlandığı şekli ile buradan okuyabilisiniz. ekoiq sayi 95 Düz metin aşağıda. İyi okumalar:-)
“Medya Bir İş Değil, Kamusal Bir Sorumluluktur”
Kurumsal iletişim ve itibar alanının Türkiye’deki en önemli isimlerinden Salim Kadıbeşegil,
10 Adımda Sosyal Fayda Yaratan Şirket Nasıl Olunur?
Pırıl Kadıbeşegil Yaşar’ın (Nam-ı diğer ‘boynuz kulağı geçer’) Bir Profesyonelin Gözünden: “10 Adımda Sosyal Fayda Yaratan Şirket Nasıl Olunur? ” başlıklı makalesi KOIQ’nun Temmuz – Ağustos 2021 sayısında yayımlandı.
Spot
COVID-19 Pandemisi sürecinden çıkardığımız önemli derslerden biri de karmaşa içinde yaşadığımız hayatlarımızı yalnızca kazanç uğruna harcamak istemediğimizi görmemiz oldu.
Marka Aktivizmi!
Dr. Fatoş Karahasan, marka, iletişim, reklam, pazarlama, halkla ilişkiler dünyasında uzun yıllardır bilgi üretiyor, işliyor ve paylaşıyor. Marka aktivizmi tabi ki radarları içindeki konu başlıklarından biri idi.
Dünya gazetesinde yer alan yazısında yine bu dünyanın düşün emekçilerinden Ahmet Akın‘
“Büyüme masalının” içinden yoksulluk çıktı!
Bir arkadaşımın “ Covid-19 sürecinde ne öğrendik” sorusuna şöyle cevap vermiştim: “Kapıdaki Maserati bahçıvanın gübre taşıdığı el arabasından daha az kıymetli olabileceğini hiç düşünmüş müydü?”
Bırakın ülkeler arası seyahat edebilmeyi, sokağa bile çıkamayıp zorunlu/gönüllü ev hapsi yaşamak durumunda kaldığımız dönemde ister istemez evimizle, bahçemizle, yıllardır temizlemediğimiz depolarımızla oyalanmak durumunda kaldık.