Yaşam akıp gidiyor. Sevgili Hakkı Kesirli’nin tükenmeyen çabaları ile 15 yıldan fazla ayakta durmayı başaran İzmir Life Şubat 2015 sayısında bana ve kariyerimle ilgili kilometre taşlarına oldukça geniş yer verdi. Daha da hoş tarafı söyleşiyi kariyerine benim yanımda çalışarak başlayan Sibel Önbaş yaptı. Geriye dönüp baktığımda aslında kariyerimin bir anlamda halkla ilişkiler mesleğinin kilometre taşlarını yansıttığını görüyorum.
Gençler; 28 Yaşına Kadar Kariyer Planı Yapmayın!
Brandmap’in Haziran 2016 sayısında kariyer planı meselesine değindim. “Bir baltaya sap olmak” yani bir işe girip düzenli maaş almanın kariyer sayıldığı günlerin üzerinden çok sular aktı. Sosyal yaşam, özel hayat ve yeteneklerimizi tutku ile yaşama katık ettiğimiz yolculuğun “kariyerden” sayıldığı bir dünyayı iyi planlamak için; zamana, acı-tatlı derslere, vizyona ve hepsinden önemlisi dünyanın her tarafında geçerli olabilecek “değerlere”
İtibar ve iletişim değeri yaratmak
Yıl 2001. Yer Moskova Cafe Pushkin… Rus İletişim Danışmanları Derneği’nin konuğu olarak o zamanlar yeni yeni palazlanmakta olan “itibar yönetimi ve iletişim değeri yaratmakla” ilgili bilgilerimi paylaşıyorum. Arşivimi karıştırırken buldum. Aradan 15 yıl geçmesine karşın içeriğin hala sağlam, tutarlı ve geçerli olduğunu görmek beni mutlu etti. Paylaşıyorum sizlerle.moscow pres 23.04.01-03
Gelmez Yola Gidiyoruz!
2016 Haziran ayı başında TEİD, Etik ve İtibar Derneğinin 6. Uluslararası Etik Zirvesinin konuğu idim. Entelektüel doygunluk dolu programı 300 katılımcı, 2500’ün üzerinde de internet canlı yayın izleyicisi takip etti. “Tufandan sonra” temalı zirvede “Sular çekildikten sonra” başlıklı konuşmamı paylaşmak istiyorum. Konuşmamın temasını halk ozanımız Aşık Veysel Şatıroğlu’nun Son türküsü “Gelmez Yola Gidiyoruz”
Yaşamda İz Bırakmak ya da İs Bırakmak Üzerine
Yaşamda “iz” bırakmak kolay bir iş değil. “İs” bırakmak ise son derece kolay… Atlayın arabanıza, girin trafiğe… Sayın bakalım kimler is bırakıyor, kimler “iz”… Hangi davranışlar takdirinizi hak ediyor, hangileri etmiyor! İki kavramın arasındaki ince çizgi aslında bu kadar basit, yalın, sade…
Dünyanın parasını vererek aldığınız bir elbisenin arka planına bakın.
Bu patronlar şirketleri babalarının malı sanıyor!
Türkiye Etik ve İtibar Derneği’nin üç ayda bir yayımlanan IN Dergisine düzenli yazmaya çalışıyorum. İlkbahar 2016 sayısı için kaleme aldığım yazının başlığı “Bu patronlar şirketleri babalarının malı sanıyor”… Yayımlanmış hali ile buradan “patronlar” düz yazı olarak aşağıdan okuyabilirsiniz. Güzel okumalar
Salim Kadıbeşegil