Sign up with your email address to be the first to know about new products, VIP offers, blog features & more.

You are viewing Genel

Pura Vidalı Yaşama Merhaba

Merhaba Pura Vida! Yani hayatı doya doya yaşamak
💚🍀💚
Bugün öyle bir gün; her şeye yeniden başlamak, yaşama bugüne kadar ihmal ettiğimiz anlamı katarak, doya doya, gevrek gevrek gülebileceğimiz bir hayatı kendimize armağan ettiğimiz bir başlangıç…
💐🙏💐
Dünyanın en mutlu ülkesi Kosta Rika’dan ödünç aldığım bu deyimle ilgili internette bulduğum bir kaç açıklama şöyle
☘️☘️☘️

pura vida;

Kanada’da Toplanan COP15’ten Dünya’ya Umut Veren Gelişme

İzmirli gazeteci A.Nedim Atilla’nın Ege’de Sonsöz gazetesinde 20 Aralık 2022 tarihinde yayımlanan yazısı gezegenle ilgili gelecek için ümitlerimizin tükenmediğine işaret ediyor. Kendisinin izniyle paylaşıyorum. (*)

Türkiye’de kaç kişinin umurunda olduğunu bilmiyorum ama Kanada’da dün açıklanan COP15 kararları gezegenimizin geleceği için çok önemli… Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in dediği gibi “COP15’in tarihi sonucunu memnuniyetle karşılamamız gerek” Montreal’deki görüşmeleri uzaktan ama dikkatlice takip ediyorduk.

Ries ve Trout’un Marka Konumlandırma Stratejisi Nedir?

Ülkemizde pazarlama dünyasının önemli temsilcilerinin başında gelen Temel Aksoy’un her Salı yayımladığı blog yazılarından 6 Aralık 2022 tarihlisi hepimizi çok yakından ilgilendiren “marka ve konumlandırma” ile ilgiliydi. Özellikle Al Ries Ve Jack Trout gibi gençlik yıllarımızda pazarlamaya yönelik fikirsel çalışmaları bizleri hayli meşgul etmiş olan bu “gurular”

Nöro-saçmalama!

Prof.Dr. Acar Baltaş hocamın bu yazısına onun izni ile bu blogda yer vermeseydim buranın misyonu ile ilgili çok önemli bir yaklaşımı atlamış olacaktım. 7 Aralık 2022 tarihli Baltaş Bilgievi yayınında yer alan “Nöro-saçmalama” başlıklı yazı benim “pazarlamanın kımıl zararlılarını” tanımlayan enfes bir içeriği sunuyor.

Şirketler kazandıkları paranın hesap verilebilirliği modeline geçmeli

Business Life Kasım 2022 sayısında yer alan görüş yazım:

Sürdürülebilirlik kavramının asıl adı “sürdürülebilir insani gelişimdir”. Kavramı bu şekilde anlarsak itibarlı bir kurum olma yolunda mesafe alabiliriz. Yani mesele karbon ayak izi ölçümlenmesine indirgenmemeli. Bu gezegene karşı ağaç dikmenin ötesinde sorumluluklarımız var. Sonuçta “misafiriz”! Misafir misafirliğini bilmeli ve sürdürülebilir insanı gelişime katkı olacak her konuyu günlük yaşamın bir parçası haline getirmelidir. 

Teknolojinin vatanı olur mu?

Digital Report’ta yayımlanan yazımı paylaşıyorum.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgale kalkışması birçok uluslararası sorunla birlikte gündeme “teknolojinin” bu savaştaki konumunu ve rolünü getirdi. Tabii ki konu sadece Rus ve Ukrayna’lı teknoloji geliştiricileri ve uygulayıcıları ile sınırlı değil. Küresel çapta savaş içindeki gelişmelere ellerindeki teknoloji ile “saf” tutan tarafların olduğu medya sayfalarına yansıyor.