Sign up with your email address to be the first to know about new products, VIP offers, blog features & more.

You are viewing İtibar Yönetimi

Halkla ilişkilerin yalnızlığı ( ya da çaresizliği)

Halkla İlişkiler… Meslek olarak 100. Yılını devirdi. Dünyada başka her hangi bir meslek var mıdır ki 100 yaşını geçtiği halde “ne” olduğu tartışılıyor olsun? Daha tanımında başlayan tuhaflıklar zinciri uygulamada salkım saçak eteklerimizdeki taşlara dönüşüveriyor.

Meslek hayatımdaki 41 yılın 25 yılı dolu dolu halkla ilişkilerle geçmiş. Kalanlar da halkla ilişkilerle yakın akrabalık ilişkisi olan alanlarda… Sektörün her tarafında;

Yaşam akıp giderken…

Yaşam akıp gidiyor. Sevgili Hakkı Kesirli’nin tükenmeyen çabaları ile 15 yıldan fazla ayakta durmayı başaran İzmir Life Şubat 2015 sayısında bana ve kariyerimle ilgili kilometre taşlarına oldukça geniş yer verdi. Daha da hoş tarafı söyleşiyi kariyerine benim yanımda çalışarak başlayan Sibel Önbaş yaptı. Geriye dönüp baktığımda aslında kariyerimin bir anlamda halkla ilişkiler mesleğinin kilometre taşlarını yansıttığını görüyorum.

İtibar ve iletişim değeri yaratmak

Yıl 2001. Yer Moskova Cafe Pushkin… Rus İletişim Danışmanları Derneği’nin konuğu olarak o zamanlar yeni yeni palazlanmakta olan “itibar yönetimi  ve iletişim değeri yaratmakla” ilgili bilgilerimi paylaşıyorum. Arşivimi karıştırırken buldum. Aradan 15 yıl geçmesine karşın içeriğin hala sağlam, tutarlı ve geçerli olduğunu görmek beni mutlu etti. Paylaşıyorum sizlerle.moscow pres 23.04.01-03

Gelmez Yola Gidiyoruz!

2016 Haziran ayı başında TEİD, Etik ve İtibar Derneğinin 6. Uluslararası Etik Zirvesinin konuğu idim.  Entelektüel doygunluk dolu programı 300 katılımcı, 2500’ün üzerinde de internet canlı yayın izleyicisi takip etti. “Tufandan sonra” temalı zirvede “Sular çekildikten sonra” başlıklı konuşmamı paylaşmak istiyorum.  Konuşmamın temasını halk ozanımız Aşık Veysel Şatıroğlu’nun Son türküsü “Gelmez Yola Gidiyoruz”

Yaşamda İz Bırakmak ya da İs Bırakmak Üzerine

Yaşamda “iz” bırakmak kolay bir iş değil. “İs” bırakmak ise son derece kolay… Atlayın arabanıza, girin trafiğe… Sayın bakalım kimler is bırakıyor, kimler “iz”… Hangi davranışlar takdirinizi hak ediyor, hangileri etmiyor! İki kavramın arasındaki ince çizgi aslında bu kadar basit, yalın, sade…

Dünyanın parasını vererek aldığınız bir elbisenin arka planına bakın.