Repuception! Benim uydurduğum bir kavram. 1990’lı yıllarda halkla ilişkilerin tükenmişliği ile sıkıntılar yaşarken bir Londra seyahatim sırasında “Reputation” ile “Perception” ı evlendirmek gelmişti aklıma. İletişim yönetiminde gelinebilecek en üst nokta idi benim için. Çünkü hem itibar hem de sırtını itibara
dayamış algı doruklarda olabilirdi… O dönemde özellikle uluslararası PR network’leri arasında kıran kırana bir savaş vardı.
Sürdürülebilirlik bir yaşam tarzı olmadıkça!
Sevgili Serra Titiz’in bir projesi olan ve gönüllülerin katkısı ile başarılı bir şekilde yönetilen Gelecek Daha Net blog sayfası için sürdürülebilirlik meselesini ele aldım. Son zamanlarda kafaları epey karıştıran bu kavramla ilgili bugün geldiğimiz yeri özetlemeye çalıştım.
Son 20 yıldır “sürdürülebilirliği” öğrenmeye çalışıyoruz. Ekonomik, sosyal ve çevresel etkileri ile yaşanabilir bir yeryüzü meselesini gündemde tutmak ve “bir ucundan tutmak” için çabalıyoruz.
Türkiye’nin “Şeffaflık sınavı”: B-20
Türkiye Etik ve İtibar Derneği’nin (TEİD) yeni yayınlanmaya başlayan “IN magazine” için bu yıl G-20 toplantısına paralel ülkemizde toplanacak olan B-20 toplantısı ile ilgili bir yazı yazdım. Aslında her daim var olan ama özellikle 2000’li yılların başından bu yana zirve yapmış olan yolsuzluk, rüşvet, suistimal gündeminin gölgesinde “rüşvet,
Çalışanı Mutsuz Olan Şirketin “İtibarlı” Olma Şansı Yok!
6 Mart 2015 tarihinde gerçekleştireceğimiz RepMan İtibar Yönetimi 2015 forumu ile ilgili olarak Hürriyet İK’da Forum ve itibar yönetimi ile ilgili görüşlerimiz yayınlandı. Zeynep Mengi Öztel’in derlediği haberi burada paylaşıyorum.
RepMan İtibar Yönetimi Forumu 2015’e Kimler Geliyor?
Bu yıl dördüncüsünü yapıyoruz. Şirketlerin Marka Değerini ve Sosyal Medya Gerçeği Karşısındaki İtibar Risklerini tartışacağız.
RepMan, yani Reputation Management’ın ilk hecelerini alan “İtibar Araştırmaları Merkezi” yerli ve yabancı konuşmacıların katkılarıyla her yıl bir forum düzenliyor. (Bir CEO “Neden RepWomen değil” diye sormuştu!) Merkez,
İstanbul’a bir buruk veda!
Şirketin adını aldığı ORSA…
Tam 20 yıl olmuş.
Takvimler Kasım 1993’ü gösterdiğinde İstanbul’da Teşvikiye’deki Güneş apartmanın giriş katının kapısına “Orsa” tabelasını asmıştık.
Denizcilikle uğraşanlar bilir; rüzgara karşı yelken açıp gitmenin adını. Halkla ilişkiler gibi kendi içinde türlü zorluğun ifadesini şirket adına taşımak belki bilinçli bir seçim değildi.