İtibar yönetimi benim profesyonel alanım. Uzun yıllardır dünyada ve Türkiye’de bu alanda yapılan çalışmaları izliyorum. Deneyimlerim ve birikimlerim ile yapılan çalışmalara katkı vermeye çalışıyorum. Danışmanlık hizmetlerimin dışında, konferans, kongre ve panellerde düşüncelerimi aktarıyorum. Yayınlarım, üniversitelerdeki derslerim ile birikimimi paylaşma çabası içindeyim. 20 yılı aşkın deneyimlerimin ışığında söyleyebilirim ki “siyasette, sporda ve sekste” itibar yönetimi olmaz!
Ekşi Çikolata
Yaşamımızın dört bir yanını sarmış olan çikolataların ne kadar ”ekşi” olduğunun farkında mıyız?
O güzelim ambalajlarda keyfimizle harmanlanmayı bekleyen sonsuz çeşitteki çikolatalı ürünlerin damak tadımızda aslında ne kadar “ekşi” bir tat bıraktığını biliyor muyuz
Aşkların, sevdaların simgesi olması gerekirken…
Yaşamı güzelleştiren hazların damaktaki tadı olacakken…
Her bir parçasında anılara olan yolculukları simgeleyecekken…
Dostlukların,
Formaları kirleten çamur lekesi aslında bir su tabancasından çıkmıştı!
Bir futbol ligi daha bitti… Formalardaki çamur lekeleri biraz daha genişledi.
“Taraftar” kimliği “düşman” kimliğine büründükçe…
Takımların renkleri çamur lekesi altında boğulacak!
Takım tutmakla birine düşman olmak ön koşul oldu.
Tuttuğu takımın renklerinin içinden,
sevgi…
hoşgörü…
rakibi takdir…
yok oldu gitti.
Saf mısınız? Yoksa, Gayri Safi Mutlu musunuz?
Satır aralarında kayboldu haber.
“Mutluluk” bir gelişmişlik göstergesi oldu.
Birleşmiş Milletler kararı ile…
Karar bir anda 66 ülkeden destek gördü.
Gayri Safi Mutluluğu yıllardır uygulayan tek ülke Butan şimdi daha da “mutlu”…
Belki onlar gibi yaşamda mutluluğu “hasılaya” tercih edenler olabileceği ümidiyle…
İtibar yönetiminden sonra ne olacak?
2005 yılının sonlarında yayımladığımız “İtibar Yönetimi” kitabı uzunca bir süredir raflarda yoktu. geçtiğimiz günlerde 6. baskısını yaptı. Bu baskının önsözünü aşağıda paylaşıyoruz
İtibar Yönetimi artık günlük hayatımızın “zorunlu” bir parçası. Hani derler ya: “yağmurlu havada su bile vermiyorlar” diye. İtibar konusu için de durum böyle.
Sorumluluklarımızdan “sorumlu” olmak!
“Birey tek başına mı ya da sevdikleri kişilerle birlikte mi yaşamını güvence altına almayı istiyor, yoksa tanıdığı tanımadığı tüm insanlıkla, tüm varlıklarla birlikte mi?
Doğanın dengesi geri dönülemeyecek şekilde insan müdahelesiyle bozulduğunda, insanın ürettiği bilim, dünya nüfusunun ne kadarına ve hangi koşullarda ihtiyaçlarını sunabilecek kapasitede?
Bireylerin tek bir seçim hakkı olsa ve bir tarafta kendi keyfi,