Harvard Business Review Türkiye Temmuz 2019 sayısında toplam 6 sayfalık bir söyleşim yer aldı. Söyleşinin yayımlandığı şekilde yer alan versiyonu yazının altındaki eklerde yer alıyor. Kendilerine bu kadar kapsamlı yer verdikleri için teşekkür ediyorum.
İtibar kavramı üzerine uzun zamandır çalışmalar yapıyorsunuz. Özellikle son 10 yılda bu konsept nasıl bir gelişim gösterdi?
Yaşam ve kariyer yolculuğunu birlikte yaptığımız dostlardan ” Patronlar, CEO’lar ve Üst Düzey Yöneticiler için KURUMSAL DERSLER” başlıklı son kitabıma yorum, eleştiri ve katkılar gelmeye devam ediyor. Bir çoğunu buradabulabilirsiniz. Bunlar arasında, yönetim danışmanı Haluk Zya Türkmen oldukça kapsamlı bir değerlendirme yapmış ve gerçekten bir “kitap özeti”
Markaların duyguları olmadığı ama buna rağmen tüketicileri duygularından yakalamaya kalkmaları benim hep farklı bir pencereden markalar dünyasına bakmama neden oldu. Özellikle de büyük marketlerde reyonlar arasında dolaşırken birbirinden işlevsel olarak pek de farklılaşmayan markaların raflarda yan yana veya karşı karşıya iken birbirleriyle konuşup konuşmadıklarını merak eder dururum. Konuşuyorlarsa nelerden söz ederler? Dedikodu yaparlar mı?
Fırsat buldukça kurumların hizmet kalitelerini gözlemler, “iyileştirebilecekleri” alanlarla ile ilgili onlara geri bildirimde bulunurum. Bu kurumlar böyle bilgileri elde etmek ve rekabette fark yaratmak için her yıl araştırmalara çok ciddi para harcamakta. Oysaki çözümler burunlarının ucundadır. Bir örnek vermek gerekirse, THY’na bir yolcu deneyimi ile ilgili geri bildirimde bulundum.
“Mutlu çalışanlar” meselesi iş dünyasının gündemini özellikle son 30 yıldır meşgul ediyor. Daha öncesinde çalışanların mutluluğu ile ilgili bir gündem “komik” karşılanıyordu. Ama zaman içinde rekabette fark yaratanın “aslında çalışan” olduğu tezi tartışılmaya başlandı. Bu yüzden “personel” birimleri “insan kaynaklarına”
İtibar meselesinin en kaypak zeminlerinden birisi “ödüllerdir”. Ne ironi ama! İtibarınızı taçlandırmak için ödül alınır ama gün gelir aldığınıza, alacağınıza pişman olursunuz! Çünkü ödülün ve ödülü verenin itibarı yoktur. Bir de “parası” karşılığı alınan ödüller vardır ki bunlar da aynı kategoride değerlendirilir. Göstermelik de olsa bir takım kriterler vardır ancak ödülü almanız için bir ödeme yapmak durumundasınızdır.