“Mutlu çalışanlar” meselesi iş dünyasının gündemini özellikle son 30 yıldır meşgul ediyor. Daha öncesinde çalışanların mutluluğu ile ilgili bir gündem “komik” karşılanıyordu. Ama zaman içinde rekabette fark yaratanın “aslında çalışan” olduğu tezi tartışılmaya başlandı. Bu yüzden “personel” birimleri “insan kaynaklarına”
En İtibarlı Ödüllerin İtibarı
İtibar meselesinin en kaypak zeminlerinden birisi “ödüllerdir”. Ne ironi ama! İtibarınızı taçlandırmak için ödül alınır ama gün gelir aldığınıza, alacağınıza pişman olursunuz! Çünkü ödülün ve ödülü verenin itibarı yoktur. Bir de “parası” karşılığı alınan ödüller vardır ki bunlar da aynı kategoride değerlendirilir. Göstermelik de olsa bir takım kriterler vardır ancak ödülü almanız için bir ödeme yapmak durumundasınızdır.
Yeni Nesil Sosyal Sorumsuzluk!
Günümüzde olur olmaz her şeyin başına bir “yeni nesil” – ne demekse- sözcüğü eklenir oldu ya. Ben de bu moda kavramın gerisinde kalmayayım dedim. Yeni nesil okul, yeni nesil kahve, yeni nesil meyhane, yeni nesil kitapçı, yeni nesil spor… Yeni nesil müzayede bile var. O zaman benim de yaşamın kendisine karşı olan sorumlulukları umursamadığımız gerçeğinden hareketle “Yeni Nesil Sosyal Sorumsuzluk” diye bir şey uydurma hakkım var diye düşünüyorum.
Amazon’un kapısından girerken ayakkabıları çıkartmayı unutmayın!
2007 yılında perakende zinciri bir yerel marketin yönetim kurulu toplantısına davet edildik. Danışman bir arkadaşımla gittiğimiz Anadolu kentinin önde gelen markalarından birinin yönetim binasına ev sahiplerimiz önde biz arkada gidiyoruz. Yönetim kurulu odası binanın ikinci katında. Tam kapıdan gireceğimiz sırada ev sahiplerimiz kapıda ayakkabılarını çıkardı. Ve tabii biz de!
Kültür, Stratejiyi Kahvaltı Niyetine “nasıl” Yer!(*)
Olay Amerika’da geçiyor. Yeni evli bir çift taşınma hazırlığında. Her şeyin her yerde olduğu bir ev hali. Kocasının, mücevherlerini Zappos’tan yeni aldığı bir çantanın içine koyduğunu, çantayı da orijinal Zappos kutusuna koyduğunu fark etmeyen kadın değiştirmek üzere çantayı kutu ile geri gönderir. Binlerce dolarlık mücevherin çanta ile geri gittiğinden habersiz kadın taşındıkları yeni evde paketler açılırken mücevherlerinin olmadığını fark eder.
İşveren Markasının Çalışanların Mutluluğundan Daha Öte Bir İddiası Olmalı! (*)
2000’li yılların başında iş yönetim dünyasının palazlanmaya başlayan kavramlardan biri de “İşveren Markası” oldu. Aslında bir adım geri gittiğimizde 1990’ların “Çalışan markası” kavramı evrilmiş, kavramı anlatmada yetersiz görülmüş ve “İşveren Markası” benimsenmişti.
Çalışan Markasının neden kavramsal olarak anlatılmak isteneni veremediğini incelediğimizde elde edilmek istenen sonuçların çalışanların mutluluğunu hedeflemekle birlikte daha iddialı performans alanlarını da kapsaması gerektiği şeklinde karşımıza çıkıyor.