2000’li yılarla birlikte şirket organizasyonlarında karşımıza çıkan etik, uyum, iç denetim, iç soruşturma ve benzer amaçlara hizmet etmekle kendilerini adamış kavramlar yumağı içinde bocalamaya başladık. Genellikle sorun “kaş yapayım derken göz çıkartmak” olarak değerlendirebileceğimiz amaç-niyet-sonuç üçlemesinde kilitleniyor.
Rüşvet, yolsuzluk, suiistimal, ihmal ve sayabileceğimiz diğer davranışların neden olduğu hasarın maddi tarafı bir kenara bırakılsa bile “duygulara” yansıyan esintileri uzun yıllar o kurumun itibarını sıkıntıya sokabilir.