Yaklaşık yirmi yıldır bir ayağım İstanbulda…
Bunun ilk on yılını Teşvikiye Camiinin hemen yakınında, cadde üzerindeki Güneş apartmanında geçirdim. O trafik yoğunluğu içinde 500m2’yi bulan bahçesi ile gerçekten bir “vaha” idi.
Sonra Kabataş’lı yıllar başladı…
Setüstünde, Topkapıdan, Boğaz Köprüsüne uzanan; Salacak, Üsküdar, Haydarpaşa’ya karşı balkonumda çay yudumladığım (!) günlere, gecelere uzandık.
Ve zorunluluklar nedeniyle her şeyine alıştığım Kabataş’la aramızda bir kaç ay süren hüzünlü veda rituelleri sonrasında Cihangir’e taşındım.
Başka bir diyara gelmiş gibiyim…
Kokusu, dokusu, uykusu, sesi, soluğu farklı bir semt Cihangir.
Daha çok yeniyiz birbirimize…
Ama şimdiden “seviyeli” bir ilişkimiz olduğunu söyleyebilirim!
Yani, “Cihangirli” oldum…
Beklerim. Kahvelerin hemen oradayım…
Fikret
Aralık 5, 2013Hayırlı olsun Salim Abi. Selam ve sevgiler.
nejat özgüler
Aralık 5, 2013canım salimim,
en çok hangi kısma takıldım biliyor musun?
“kabataş’la aramızda bir kaç ay süren hüzünlü veda ritüelleri” ….
aşk olsun….o terasta yüreğimin kaldığını bile bile o ritüellerin bir ucundan takılmamı sağlamadığın için aşk olsun… :))
canım kardeşim, huzur ve mutluluk seninle olsun.
senin o kocaman yüreğin her yere ışık götürür…
ne mutlu cihangir’e
nejat
Diyez
Aralık 5, 2013Geçmişe mazi demişler 🙂 Geçmişe fazla takılmayalım ve “next ” diyelim, umarım yeni mekan başarılar ve bol kazançlar getirir. Good luck!