Sign up with your email address to be the first to know about new products, VIP offers, blog features & more.

Adalet!

Gündemimiz “adalet”!
Ya da “adaletsizlik”!
Benim de gündemim “adalet”… Ancak şaşkınlıkla izlemekte olduğumuz mevcut Türkiye gündeminden biraz farklı.
Önce bir arka plan paylaşayım; ben maalesef lise ve üniversitede iyi bir eğitim almadım. untitledÖrneğin, felesefe, sosyoloji, psikoloji, sanat tarihi gibi iyi bir “yaşam tasarımının” omurgası sayılabilecek temel donanımlardan yoksun tamamladım yüksek öğrenimimi! Hatta 50’li yaşlarıma geldiğimde nasıl oluyor da bu temel donanımlardan yoksun bir şekilde “halkla ilişkiler mesleği” gibi bir alanda kariyer yaptığımı çok sorguladım!

Benim de “gündemim adalet”…
Yaşamın oldukça ilerlemiş yıllarında Serra Titiz‘le tanıştım. Sanki geç kalmışlığın oluşturduğu farkı kapatmak istercesine çok yoğun görüşmeye başladık. Yaşam tasarımlarımız birbirine benziyor, dahası ikimiz de çok yoğun bir şekilde kurumları “sürdürülebilirlik stratejilerine” yönlendirmeye çalışıyoruz. Ama bundan daha da  önemlisi kendisinin bu yıl Ashoka Fellow seçilmesine neden olan www.gelecekdaha.net projesi…
214-30 yaş aralığındaki gençler…
İnternet ortamında, kariyerinde zirveye yükselmiş, yaşamlarında başarıyı yakalamış yöneticilerle buluşuyorlar.
Gençlerin hayatlarıyla ilgili bilinçli kararlar almalarını sağlamak icin kurulmus; bilgi ve tecrübeyi eşit ve yer ve zaman kısıtı olmadan paylastıran bir platform.
Randevulu…
Gençler ilgi alanlarına göre seçtikleri 300’den fazla mentora bu görüşmelerde diledikleri her şeyi sorabiliyorlar. İstedikleri kadar buluşma gerçekleştirebiliyorlar.
Nasıl bir kariyer yolu izlemeliler?
Başarılı olmak için nereden başlamalılar?
Donanımlarını nasıl zenginleştirebilirler?
Ve dahası…
Onlarcası…
Sorular… Sorular… ve cevaplar…
Yüzlerce genç. Haftanın her günü… Her saati… Bilgisayar başında.
Gelecek Daha Net‘in mentorlar toplantısına katıldım bu hafta. Ve orada paylaşılan bilgiler arasında meslekler dağılımı vardı. Uluslararası standartlara uygun Türkiye İş Kurumu’nun çizelgeleri içinde bir meslek çok dikkatimi çekti: “ADALET ÖĞRETMENİ”! Görevleri arasında özellikle şu satırlar dikkat çekici;
* Kendisine ayrılan ders saatlerinde çalışma planını uygulayarak öğrencilere adalet alanı ile ilgili bilgi ve beceriler kazandırmak
* Alanı ile ilgili gelişmeleri izlemek, ihtiyaçları saptamak, bunların öğretim programlarına yansıtılması için ilgililere önerilerde bulunmak,
* Öğrencilerin gelişimlerine katkıda bulunacak eğitim-öğretim yöntemlerini geliştirmek ve uygulamak,
*Mesleği alanındaki gelişmeleri takip etmek ve uygulamak
Bizim eğitim sistemimiz içinde “Adalet Öğretmenliği” var mı, sordum, soruşturdum, internet ortamında araştırdım, bir şey bulamadım. Ama eğer varsa, bugünün “adalet gündemi ve gelişmeleri” kapsamında acaba öğrencilere ne öğretiyordur, ne ödevler veriyordur ve öğrencilerin ödevlerini hangi ölçütlere göre değerlendiriyordur?

Öte yandan, Serra geçen ay bana bir kitap hediye etti:

what-money-cant-buy“What Money Can’t Buy?” (Para neyi satın alamaz)
Çok uzun zamandır kafamın içinde uçuşup duran bir çok sorunun cevabını bulduğum bir kitap.
Yazarı Michael Sandel. Harvard Üniversitesi profesörlerinden. Böyle bir insanın varlığını bugüne kadar keşfetmemenin pişmanlığıni yaşarken Serra’ya bir kez daha teşekkür ettim. Pazar ekonomisinden pazar toplumuna geçen küresel dünyada “paranın ahlâki değerlerimizi nasıl erozyona uğrattığını” canlı canlı örneklerle anlatan bir kitap.
Ama Michael Sandel’in bir başka özelliği var:
Harvard Üniversitesinde lisans öğrencilerine verdiği dersin adı “ADALET”
Her dersini 1.500 öğrenci izliyor!
Harvard mezunlarının % 45’inin Michael Sandel’in dersini alarak mezun oldukları belirlenmiş… “Çünkü mezuniyet sonrasında işe alınmada avantaj olduğu” tespit edilmiş!
Ve Harvard Üniversitesi tarihinde ilk kez bir ders ücretsiz olarak youtube’a yüklendi. 14 bölümlük dersleri soluksuz izlemeye, not almaya başladım. Eğitim sistemimizin beni “eksikli” bırakan bilgilerinin ucundan tutmaya çalışıyorum.Anlamaya, öğrenmeye çalışıyorum. Yaşam tasarımının nerelerine dokunduğunu belirlemeye çalışıyorum. Dahası, sadece “insanlar ve toplum için değil, doğa, gökyüzü, hayvanlar ve yaşamı oluşturan her şey için” adaleti Michael Sandel’in derslerinde kavrama gayreti içerisindeyim.

Adaletin “saray” olduğu bir ülkede “saray entrikalarının” uzağında Socrates’in adaleti ile buluşmaya çalışıyorum!

 

 

Henüz yorum yok.

Ne düşünüyorsun?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir