Bir Alaçatılı yazı daha… Aslında başlık bana ait değil. Campaign Dergisinin… Ama katılıyorum. Alaçatı’da “bir şey yapmamanın” bile “bir şey yapmak” olduğunu öğrenmemizi “yürümeye borçlu” olduğumuzu düşünüyorum. Yaşam kalitesini kendi vizyonları ile birleştiren “akil” insanlar burayı 2000’lerde olduğu gibi koruma altına aldırdılar. Gökyüzüne ulaşabilmek için AVM’lerin ve çirkin apartmanların gözlerinize bir bant gibi yapışşması gerekmiyor. O yüzden yürümek, büyük kentlerde yürümekle aynı şey değil. Dergi Nisan 2016 sayısında aralarında benim de olduğum iletişimciler ile söyleşi yaptı. Biz Alaçatı’da Haluk Mesci ile günümüzü “bir şeylerin üretimine katkı yaparak” gün etmeye çalıştığımızdan “emekliler” sınıfında değiliz. Derginin söyleşisinde bunları dile getirmeye çalıştım. Buradan okuyabilirsiniz.
Alaçatı’da Yürümek Bile Zihinleri Açıyor!
Salim Kadıbeşegil
Stratejik İletişim Yönetimi alanında akademik ve profesyonel birikimi ve yüksek referansları bulunan Salim Kadıbeşegil, Kurumsal İtibar Yönetimi kavramının ülkemizde ve dünyada tanınması ve yer etmesine öncülük etti.
Ne düşünüyorsun?