Her ölüm acıdır. Keder ve üzüntüyü gözyaşlarına boğar. Üzerinde konuşulmuş ama paylaşılmamış anıları tazeler. Yaşamın tüm renklerinde ölüm karşımıza çıkar. Sesler onun ses tonundaki notalara dönüşür. Duyguları ifade etmeye kelimeler yetmez. Baktığınız her yerde O’nu görmeye başlarsınız!
Hakan Çetinkaya…
Eczacı…
Alaçatılı…
Gyrocopter pilotu…
Hava fotoğrafçısı…
Müzisyen… Turizmci…
Ama önce”insan”…Önce”Dost”…
29 Ekim 2019’da Kıbrıs’ta Geçitkale’de göklere birlikte yükseldikleri yakın dostu Serkan Özcezarlı ile birlikte kaybettik.
Gyrocopter pilotluğunda amatörlükten profesyonelliğe adım atan ve Türkiye’de eğitmenlik yapan birkaç kişiden biri olan Çetinkaya, Gelişmekte Olan Hava Sporları Federasyonu Gyrocopter Branş Başkanlığı görevini de bir süre yürüttü. Çetinkaya, gyrocopter ile bin 800 saat uçuş tecrübesine ulaşmasıyla yurt dışında da tanınır hale geldi.
Yaşamın içinde bir dostlar ormanı kurmuş
Dostları onun için anılarını tazelediler. Paylaşımlar kendi sessiz, mütevazi dünyasının içinde dostluklarının aslında ne kadar kök salmış olduğunu ortaya çıkardı.
Sevgi dolu, yaşam dolu, dostluktan başka zenginliği olmayan bir değerli insanı kalplerimize gömdük.
Kendi kaleminden bir söyleşisinde kendin şöyle anlatıyordu:
“Uçmak çocukluk hayalimdi.
Fırsat bulduğumda uçmak için seçtiğim araç da gyrocopter oldu.
Başka bir hayalim uçuş sırasında fotoğraf çekmekti, bir sonraki hayalim bu fotoğrafları kitaba dönüştürmek oldu.
Öğretmen olmayı istedim. Bu hava aracıyla uçuş eğitmeni oldum.
Birçok insana uçmayı öğrettim. Hep bir başka hedef koydum.
Davet üzerine 2 yıldır Kanada’ya gidip geliyorum. Orada pilot lisansı almak kolay bir şey değil. Tecrübeli pilot arayışındaydılar, benim uçuş tecrübeme sahip birinin yetişmesi ciddi bir maliyetti. Benim merakım orada kıymet gördü. Kanada’nın kurallarına uygun olarak öğretmenlik sınavlarından geçtim ve uçuş eğitmeni oldum.
Çok küçükken astronot olmak istiyordum, sonra pilot olabilme hayaliyle askeri okul sınavlarına girdim, o zaman boyum tutmadı. Yıllar sonra amatör olarak başladığım uçuş yolculuğunda Türkiye ve Kanada’da eğitmen olmanın gururunu yaşıyorum. İnsanlık için belki küçük ama benim için büyük bir adım.”
Gökyüzünde Özgürlük Molası
Ortak dostumuz Arkeolog İsmail Gezgin instagram paylaşımıda O’nun ikinci kitabının önsözünden bir alıntı yapmış.
“İlk kitabımın adı ‘gökyüzünde özgürlük molası’ idi. Eczanede yoğun bir şekilde çalışırken akşamüzeri hangara gidip uçağımla sevişeceğim saati hayal ederdim. Bazı günlerde ise gün doğumuyla kalkar işe gitmeden hangara giderdim. Uçmaya hiç doyamadım. Kime sorsanız uçmayı hemencecik özgürlükle ilişkilendirir, hatta kuşlar gibi özgür olmak diye tanımlar. Kuşlar uçarken ne kadar özgürler bilmiyorum. Muhtemelen bizim yürümemiz gibi doğal bir şey. Yiyeceklerini ya da yuvalarını yapacakları bir çöpü bulmaya çalışıyorlar uçarken. Bu onların rutini ve belki de angaryası. Kuşkusuz uçmak benim için özgürlüktü. Ancak hep belirli bir süre içinde bitiyor, sonrasında eczanemin veya evimin yolunu tutmak zorunda kalıyordum. Bu sebeple hayatın rutinini kıran bir özgürlük molası oldu benim için uçmak.”
Hakan Çetinkaya
Kuş olup uçasın, güle güle; sevgili Hakan Çetinkaya
Gülay
Kasım 1, 2019Ne kadar güzel anlatmışsın, çok mühim insan, çok değerli dost !!!
Neden kaybettik !!
Salim Kadıbeşegil
Kasım 2, 2019Boğazımızda düğümlendi duygular. İyi insan olmak kolay değil. Ama daha önemlisi yakaladığımız iyi insanlarla doya doya yaşayamamak!
Güler Köstem
Kasım 2, 2019Çok gençti,güzel tutkusuyla beraber keşke yaşayabilseydi.
O aydınlık yüzünü özleyeceğiz…