Yaşadığımız yangın ve sel gibi felaketler iklim krizinin ne denli sarsıcı ve etkileyici boyutta kapımızın önünde durduğunu gösteriyor. Sadece ülkemizde değil dünyanın dört bir köşesinde önü alınamayan doğal afetler insanlığın geleceğini tabii ki tehdit ediyor. Kendi ellerimizle ördüğümüz ve aymazlığımızla sıvadığımız bu felaketlere pansuman olabilecek yardımlar konusunda da kafalar karışık. Büyük can ve mal kaybının yanı sıra kendi doğal döngüsüne ne zaman kavuşacağını bilemediğimiz habitat için herkes bir şeyler yapmak istiyor. Tabii şirketler de! Çok sık sorulan sorulardan biridir; şirketler bu konuda samimi mi? Cevap çok basit; şirketlerin kurum kültüründe ve değerlerinde ekolojik yaşama saygı, başta su ve temiz enerji olmak üzere karbon salınımı meselelerine yönelik politikalar varsa ve uygulanmakta ise orada samimiyetten söz edilebilir. Gerçekten olup olmadığını ise şirketin CEO’su ile çalışanlarının söz konusu yardım faaliyetlerinin içinde bizzat olup olmadıklarına bakarak anlayabiliriz. Yani; kurum kültüründe varsa doğa dostu şirket olunur. Bu da sadece o anda yaşanmakta olan doğal felaketle sınırlı değil yaşamın bütününde ve her yerde karşılaşılabilecek durumlara karşı kurum kültürü ile karşı koymakla ilgili bir mesele şeklinde değerlendirilir.
Kurum kültüründe varsa doğa dostu şirket olunur!
Salim Kadıbeşegil
Stratejik İletişim Yönetimi alanında akademik ve profesyonel birikimi ve yüksek referansları bulunan Salim Kadıbeşegil, Kurumsal İtibar Yönetimi kavramının ülkemizde ve dünyada tanınması ve yer etmesine öncülük etti.
Ne düşünüyorsun?