Demokrasinin omurgası milli irade.
Seçme ve seçilme ehliyetine sahipsen sandık son sözü söyler.
Doğru. Bu milli iradenin “tecellisi” olarak tanımlanıyor. Ancak milli irade sınavını geçtikten sonra uyulması gereken kurallar var; aynen “sürücü ehliyeti” almak gibi…
Yaşın tutuyorsa…
Araç kullanmakla ilgili gerekli eğitimleri tamamladıysan…
Sürücü ehliyeti sahibi olmakla ilgili yasaların öngördüğü kural ve koşulları yerine getirirsen…
Giresin sınava. Sürücü ehliyetini alırsın.
Bu ehliyete sahip olmanın sorumluluğu da bu noktadan itibaren başlar.
Hız sınırını aşarsan, cezayı yersin.
Yasak yere park edersen silecek camında bir makbuz bulursun.
Alkollü araç kullanırsan aracına ve ehliyetine el konulmasına kadar varan yaptırımlarla karşılaşırsın.
Kısacası, milli irade pardon sürücü ehliyeti sınavını geçtikten sonra başlıyor sorumluluk!
O ehliyeti hak ediyor musun, etmiyor musun?
Kısacası;
Ehliyeti almak bir başlangıç…
Kurallara ne kadar bağlı kaldığın,
İnsana, topluma ne kadar saygılı davrandığın,
Trafik güvenliğini ne kadar önemsediğin
Bir “duvara” toslama olasılığının ne oranda olduğunu belirliyor!
Seçim sandığı ile ayakkabı kutusu arasındaki fark bu noktada başlıyor!
Ne düşünüyorsun?