ABD Dışişleri Bakanı John Kerry geçtiğimiz günlerde Endonezya’da öğrencilere yaptığı konuşmada “küresel ısınmanın” insanlığın geleceğini tehdit eden en tehlikeli kitle imha silahı olduğunu söyledi…
Bugün insanlığın karşı karşıya kaldığı en ciddi sorun olan küresel ısınmanın baş mimarı olan bir ülkenin dışişleri bakanı tarafından böyle bir açıklama gelmesi oldukça şaşırttı bir çoğumuzu…
Aklıma Uruguay’ın eski devlet başkanı ve mütevazi hayatı ile dünya liderlerine örnek olan Jose Mujica’nın ünlü yorumu geldi:
“Ekonomik büyümeyi bir tutku haline getirmiş olan liderler tüketim odaklı bir toplum yaratarak sadece dünyanın sonunu getirebilirler!”
1800’lerin sonunda bir “ölçek” olarak kabul edilen kişi başına şu kadarlık ABD Doları cinsinden gelirle dünyamızın gelişmişliğinin ölçümlenmesi sistemi bugün kucağımıza iki temel sorun bıraktı;
Küresel ısınma ve onun neden olduğu doğa dengesinin bozulması
ve
kontrolsuz nüfus artışı…
Kyoto sözleşmesini imzalamamak için bin dereden su getiren ABD bugün Dışişleri Bakanı aracılığıyla küresel ısınmayı insanlığın geleceğini tehdit eden en tehlikeli kitle imha silahına benzetiyor!
Geçtiğimiz hafta üniversitede öğrencilerimle “küresel bireyler” kavramını tartışıyorduk.
Günümüzde anlamını yitiren siyasal coğrafyalar karşısında yükselen değer;
Evrensel değerler üzerinde uzlaşan, bu değerlerle sarmaş olmuş…
Din, dil, ırk, kimlik, coğrafya, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin…
Daha yaşanılabilir bir dünya için çabalayan insanlar var…
ve
Bunlar enformasyon teknolojilerinin kendilerine sağladıkları olanaklarla;
Yazı yazıyorlar…
Resim yapıyorlar…
Müzik besteliyorlar…
Haksızlıklara karşı meydanlara iniyorlar…
İnsan hakları, hayvanların, çocukların, engellilerin, kadınların, doğanın hakları için…
Seslerini yankılatıyorlar dünyanın dört bir tarafında…
Yeri geliyor,
“Bir kişi” olarak…
Yeri geliyor binlercesi…
Bir değişimin simgesi olarak sivil toplumun sesi oluyorlar…
Hükümetlere, liderlere “ayar” veriyorlar…
Avrupa Birliği’nde olduğu gibi yasa yapıcılarını etkiliyorlar.
ABD’de olduğu gibi %99 olup paranın mabedi Wall Street’i işgal ediyorlar.
Artık bu işleri 20. yüzyıl reçetesi ile yönetilemeyeceği gerçeğini haykırıyorlar!
1992’de…
Rio’da…
Birleşmiş Milletler’e üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarının toplantısında…
0 zamanlar 9 yaşında olan Severn Cullis-Suzuki’nin delegelere yaptığı konuşmayı izleyin.
Bir kişi, hem de 9 yaşında, hem de 1992 yılında Birleşmiş Milletler toplantısında zaten söylüyordu küresel ısınmanın insanlığın geleceğini tehdir eden en tehlikeli kitle imha silahı olduğunu…
Bu tehlikenin baş sorumlularından ABD’nın 22 yıl sonra jetonu düştü!
Tehlikenin ne boyutlarda olduğunu anlamak için çok uzaklara gitmeye gerek yok. Yaşadığımız coğrafyaya, ülkemize bakın… Küresel ısınmanın Türkiye’de halen varolan ancak çok derinde hisstmediğimiz hangi sorunları tetikleyecek?
Susuzluk tehlikesi baş gösterecek.
Orman yangınları artacak.
Erozyon nedeniyle tarımsal üretkenlikte değişiklikler yaşanacak.
Sıcak dalgalarına bağlı ölümler ve hastalıklarda artış görülecek.
Gıda zehirlenmesi artacak.
Deniz su seviyesi yükselmesi yerleşim bölgelerini tehdit edecek.
Cilt kanseri vakalarında artış görülecek
Deniz suyu kirliliği ve balık ölümleri artacak
(HABERTURK-20.7.2010)
İnsanoğlu sanal bir refah için…
Sanayi devriminden bu yana doğadan aldığı borcu ödemeyi hiç aklına getirmedi. Üretmek ve tüketmek arasında kaynaklarını kullanmak zorunda olduğumuz doğanın dengelerini altüst ettik. Ara sıra ihbarnameler geldi umursamadık…
Galiba haciz dönemi başladı!
Ne düşünüyorsun?