İtibar meselesinin en kaypak zeminlerinden birisi “ödüllerdir”. Ne ironi ama! İtibarınızı taçlandırmak için ödül alınır ama gün gelir aldığınıza, alacağınıza pişman olursunuz! Çünkü ödülün ve ödülü verenin itibarı yoktur. Bir de “parası” karşılığı alınan ödüller vardır ki bunlar da aynı kategoride değerlendirilir. Göstermelik de olsa bir takım kriterler vardır ancak ödülü almanız için bir ödeme yapmak durumundasınızdır. Bunun böyle olduğunu “herkes” bildiğinden binanın giriş katında camekanlar arkasında sergilenen sıra sıra ödüllere kimse “itibar” etmez!
Yani bu ödül meselesi ile itibar konusu yan yana geldiğinde nikah masasının altında kimin, kimin ayağına bastığı belli değildir. Bu nedenle dünyada çok az sayıda “itibarlı” ödül vardır. Ama sanılmasın ki onların itibar sorunu yoktur!
Örnek; Oscar’lar… 85 yıllık geçmişi olan Oscar ödülleri sinema dünyasının en itibarlı ödülleri olarak gösterilir. Ancak önceki yıl “En İyi Film” kategorisinin -ki ödül töreninin en son açıklanan en kıymetli ödülü- anonsu sırasında yaşanan zarf karışıklığı nedeniyle yanlış filmin açıklanmış olması Oscar’ların 85 yıllık “itibarına” gölge düşürdü. Her ne kadar bu ödül işletim sürecini yöneten PwC danışmanlık şirketinin iki beceriksiz yöneticisinin zarfları karıştırmış olmasından kaynaklanmış olsa da itibar kaybı Oscar’ın hanesine yazıldı.
Bir diğer örnek Nobel… Tartışmasız en itibarlı ödüllerden birisidir ancak bu itibarın lekeli gölgelerinin olmadığını söyleyemeyiz. Yani Nobel kimya ödülü almış bir bilim adamının bu ödülü hakettiği çalışmasının yıllar sonra insanlığa verilmiş en büyük zararlardan biri olduğu ortaya çıkarsa bu birinci derecede o bilim adamının itibarından mı götürür, ödülü veren Nobel’in mi?
Nobelin itibarı ile ilgili günümüzde yaşanan ana sıkıntılardan bir tanesi akademinin omurgası sayılabilecek idari kadrodaki en üst düzey yöneticilerden biri olan Jean-Claude Arnault’un cinsel taciz suçlamalarıyla yargılanması ve iki yıllık cezasını çekmesi için hapse gönderilmiş olması. Arnault hakkında ayrıca yolsuzluk suçlamalarıyla ilgili başka soruşturmalar var. Dahası Arnault yüzünden Akademi’nin içinde başlayan tartışmalar ve iç soruşturmalar yüzünden 18 üyeden 8’inin protesto kıvamında görevden çekilmiş olması itibarla ilgili konuların tuzu biberi oldu sanki. Çünkü bu üyeler “yaşam boyu” bu görevlere seçiliyorlar ve kural gereği “istifa etmelerine izin verilmiyor”.
Görevden ayrılanlar arasında Arnault’un yazar-şair olan karısı Katarina Frostenson ve daimi sekreter Sara Danius da var.
Ne düşünüyorsun?