Yaşam ve kariyer yolculuğunu birlikte yaptığımız dostlardan ” Patronlar, CEO’lar ve Üst Düzey Yöneticiler için KURUMSAL DERSLER” başlıklı son kitabıma yorum, eleştiri ve katkılar gelmeye devam ediyor. Bir çoğunu burada bulabilirsiniz. Bunlar arasında, yönetim danışmanı Haluk Zya Türkmen oldukça kapsamlı bir değerlendirme yapmış ve gerçekten bir “kitap özeti” kıvamında değerlendirmelerini kağıda dökmüş. Kendisine müteşekkirim. Birlikte okuyalım…
5D İtibar Yönetimi
Kitaba başlarken aklımda acaba 10. Kitapta Salim bey bizi hangi sahile çıkaracak diye bir beklenti vardı. Ancak okuduktan sonra düşündürecek aşamasından; okurken soluklanıp tekrar başlatacak bir çalışma ile karşılaşacağımı hiç düşünmedim. 4 uçuşta 4 defa kaldığım yerden değil, bir önceki bölümden başlayarak keyifle okudum.
Yıllar önce bir yıl başında Kabataş set üstünde her katta 2 ev/ofis dairenin olduğu bir binada İstanbul amaçlı düzenini kurmuş olan Salim Bey’e hayırlı olsun ziyaretine gittiğimde elimde küçük bir hediye paketi ve içinde kuşlar adlı CD vardı. Dünyada göçen kuşların değişen ekolojik dengelerdeki göç yolları boyunca karşılaştığı zorlukları anlatan muhteşem bir çeşitleme idi. Kutup sumrusundan leyleklere tek tek dokunuyordu. Bazen kuşlar kendileri ile uçan tek kişilik kitleri de kuş sanıyorlar ve daha rahat çekim oluşuyordu.
Bir başka ziyaretimde Salim Bey’in bu CD’ yi sürekli açık tuttuğunu ve klasik müzik ile çalışmaya devam ettiğini gördüm. Beni iyi hissettiriyor dedi.
Ben de kitabı okurken iki şeyi unuttum; bir, yazarı kim diğeri, konusu ne?
Değişik eksenlerde bir uçuş gibiydi. Yani birinden bir şeyi almak zorunda değildim. Kendi dersini kendin yarat şeklinde bir serüvendi sanki. Bunun rahatlığı ile itibar yönetimi ve kurumsal dinamikler yatayında oluşan bir açılımın çok boyutlu olarak siyasi ekonomi, kapitalizm tarihi ve insanlık bilimi ile dikeylerken ahlak çaprazı ile erişilmez bir noktaya taşınmış olmasının keyfini çıkardım. Kitap beni esir aldı yeridir. İddiası; doğru insanlık tabanında kurumsal devamlılık odaklı idi.
“Kurumsal Gelişim Dinamiklerinin Eksik Boyutları”
Ancak keyif alırken ürktüm; ne kadar çok şeyi atlamışız diye, öğrenirken sallandım; neler atlamışım diye ve aynı filmi seyredip farklı şeyler algılamışım diye hayıflandım.
Kitabı bölüm bölüm yaşarken aslında 100+ yıllık kapitalizm serüveni göz önümden geçti. 25+ yıldan beri danışmanlık verdiğim firmalarda kar maksimizasyonu dürtüsü ile neleri hakkıyla irdelemediğimiz bir film gibi aksetti ruhuma. Ara sıra filmden çıkmak istedikçe, kitap hakkında yazacaklarımı erteledim. 10 yıllık yüksek kârların sonunda zarar olarak nasıl geri dönebileceğini hissettim. 360 derece kurumsal gelişim dinamiklerinin eksik boyutlarını kalbimde yaşadım. Beni son yıllarda yormadan ve kitap sonunda bu dedirtmeden başka bir sahile çıkaran ender kitaplardan birini okudum. Bazen okuldayım sandım, bazen sınavdan kaldığımı hissettim. Bazen “yeniden hazırlanmam gerekiyor finallere” gibi ruh hali peyda oldu zihnimde.
Kadıbeşegil şunu çok güzel ortaya koymuş; konunun insanlık, ahlak ve kurumsal başarı ile uzun vadeli 100% bağlantısı var. Herkese net olarak şu soruyu sorduruyor; bu kurumsal adım sürdürülebilir bir itibar kazanımına sağlam ve arkası dolu bir sistematik ile yol açıyor mu? Daha ötesi bu sorgulamam ahlak ve insanlık ekseninde bir sonsuzluk açılımda anlam kazanıyor mu? Hacı Şakir’den Panasonic örneklerine giderken nelerin bizi beklediğinden daha çok nelerin ellerimizin arasından kayıp gittiğini gördüm.
Finans, Savunma ve Enerji Adına Yok Edilen Uygarlıklar!
Tarih Sümer’den başlar diye başlayan “humanities” derslerinden birine girdim kitabı okurken. Lidyalarının para tanımından bitcoin felsefesine bir serüven yaşadım. 1980 li yıllarda parasının peşinden batık bankerlere beddua eden emeklilerin sesini tekrar duydum. Ardından savaşan ülkelere yapılan satışların manevi sorumluluğu aklıma geldi. Bir gün aynı fırsatçılık bize uygulanır mı diye? Lise okul müdürüm Dr. Kasselheim’in dünyanın o zaman bilinen en eski yerleşkesine yaptığı seyahat ve bizim bu soruya Konya/Çumra/Çatalhöyük diyemememiz aklıma geldi.
Sonra 40 yıllık serüven ile küreselleşen bireysellik gözümde korkutucu bir serüven olarak yeniden hortladı. Sonra finans, enerji ve savunma adına yok edilen uygarlıklar kendini hatırlattı. İç savaşların acaba “iş savaş” mı olduğunu uzun uzun tekrar düşündüm. Monopol örneği 1975’li yıllardaki tek eğlencemden beni soğuttu. Aklıma henüz bu kitaba girmemiş ama Salim Bey’in muhakkak el atacağı Altınbaşak otomobil ve LPG aksesuar üretim deneyiminin acı sonu geldi.
Herhalde 2002 itibar raporu bende bu çağrışımı oluşturdu. Düzinesi 98 $’dan NY da satılan ve indirimde hanımlarımızın tanesini 150 $’dan aldığı Jean pantolonların içindeki çocuk işçilerin ve kayıt dışı ekonominin etik boyutları ve imalathanelerin önünde duran patron JEEP’leri ruhumu rahatsız etti. Devamını yazarsam Salim Bey’in kitabına yorum yazmanın kitap yazmak olduğu ortaya çıkacak ürküntüsü ile bir kapanış yapıyorum.
Hekimler, Hakimler ve Hakemlerin Yeminleri ve CEO’lar
Salim Bey’in, Pegasus, Amazon ve Uber çeşitlemelerine getirdiği bakış açıları muhteşem. Siyaset, ticaret ve teknolojik hızlılık tabanlı bakış boyutları düşündürücü. Ancak benim kitlenip kaldığım yer “ahlaki miras” ve tabii ki medeniyetin kirlenmesi. CEO ların hekimle ve hakimlerden yemin farkı sarsıcı bir açılım. Go oyunu düzleminde dünyaya yeni bir bakış ve taş renkleri ile bir “ahlaki zil” sesi yaratmak benim çıkarımımım. Doğa, İnsan, Teknoloji ve Gelecek çıkarımında M.Esed in teknoloji ve kıyamet çeşitlemişine gittim geldim.
DDT örnekleri ile köyde büyümüş ve kasaba okumuş biri olarak DDT kutularını acaba çiçeklik olarak balkona koyduk mu diye uykusuz kaldım; Emirates uçağında Dubai yolunda. Hemen akabinde küresel ısınma ve G8 protestoları anlam kazanmaya başladı ruhumda. %1 konusu bana private bankaların neden Hindistan’ı – fakir bir ülke diye bilinir- sevdiğini düşündürdü. Acaba 1.2 milyarın %1 ne kadar servete sahip. İnternete girince altın örme gömlekli bir tip belirdi. Havayolu örneğinde 11/9 döneminde hemen sonra LA – NY uçuşunda arkadaşım ile yabancı olma konumumuzdan dolayı herkesten sonra uçağa alındığımızda ve o süreçte bize sanki uzaylı ilgi ve endişesi gösteren yer hostesinin durumuna uçtum gittim.
Kitaptan Aldığım Dersler
Başka boyutta hep imrendiğim mikro krediler ve homeless örneklerinde ruhumdaki komünel kapitalizmin çanları devreye girdi. Komünizm ve kapitalizmin iyi yanları mecz oldu. Özetle sarsıcı bir dünya ve tarih turunu ekonomi, kurumsal tarih, siyasi ekonomi ve insanlık boyutunda ve entelektüel sermaye dikeyleri ile yapmaktan keyif aldım. Kitabı Perşembe günü saat 15:00 de bitirdim. Cuma günü büyük vergi ve benzer ödemelerim olmasına rağmen, Pazartesi vadeli tüm uzman ödemeleri ve çalışan primlerini dağıttım. Yürüyerek Teşvikiye caddesinde banka hesapları ancak Pazartesi’ye ulaştıracak düzeyde ancak kalbi rahat biri olarak kahvemi içecek bir yer ararken, caminin yanında Salim abinin hep oturduğu cafe de tanıdık bir kitap ve orta yaşlarda alımlı bir hanımefendinin yanında yerimi aldım. Sanki rüyanın şifresi gibi garson espresso ve suyun parasını almadı. Kitabı anladığımın ilahi yansıması ve hediyesi olarak düşündüm. Benim kitaptan aldığım derslerin yönetsel açıdan kavramsal tanımları sırayla;
- Aynı gezegende olduğumuzu unutmadan faaliyetlerimizi sürdürmeliyiz.
- İtibar ve karlılık arasında ilişki kurmanın yolunun kültürel ve sosyo-ekonomik algının düzeyi ile alakalı olduğunu unutmayalım.
- Büyük finansal kayıpların küçük itibar sarsıcı gelişmelerden kaynaklandığını hatırlayalım.
- Kurumsal veya marka itibarının uzun vadede kalıcı en büyük kurumsal değer olduğunu bilerek entelektüel yatırımlarımızı yapalım.
- Nasıl ahlak olmadan din kültürü anlam ifade etmiyorsa ahlak olmadan ve insanlık duyarlı bakış olmadan itibar gelişmiyor.
- İtibar tüm kurumsal dinamikleri çapraz olarak kesen ve sürekli olarak ahlak, sürdürülebilirlik, ekolojik, insanlık ve iletişim boyutunda sorgulatan sihirli bir öğretmen.
- Eğer itibar testini geçmeyen bir açılım varsa kurumsal derinlik boyutunda yapılan faaliyetin bir açmazı vardır. Tekrar ilk kareye dönmek gerekebilir.
Ellerine sağlık Salim abi.
Sevgi ve Saygılarımla
Haluk Ziya Türkmen / 29.07.2019 – İstanbul Teşvikiye
Ne düşünüyorsun?