Çayı bazen soğumaya bırakmak lazım yazısı “birinci perde” idi. Bu fotoğraflar da yazının devamını oluşturuyor. Yorumsuz tabii…
Salim Kadıbeşegil
Stratejik İletişim Yönetimi alanında akademik ve profesyonel birikimi ve yüksek referansları bulunan Salim Kadıbeşegil, Kurumsal İtibar Yönetimi kavramının ülkemizde ve dünyada tanınması ve yer etmesine öncülük etti.
Bazen çayı soğumaya bırakmak gerekebilir!
İş hayatı insanın sürekli sırtını sıvazlar. Satır aralarında; onu da yapabilirsin, bunun da altından kalkabilirsin, sakın bunu ihmal etme türünden içi heyecan doludur. Ok yaydan çıkmış işler sırt sıvazlama “sırt kaşımaya” dönüşmüştür.
Hayatımızın direksiyonuna görüntüsü bize benzer ama kararları ve davranışları pek de bize benzemeyen biri oturmuştur artık.
Pura Vidalı Yaşama Merhaba
Merhaba Pura Vida! Yani hayatı doya doya yaşamak
Bugün öyle bir gün; her şeye yeniden başlamak, yaşama bugüne kadar ihmal ettiğimiz anlamı katarak, doya doya, gevrek gevrek gülebileceğimiz bir hayatı kendimize armağan ettiğimiz bir başlangıç…
Dünyanın en mutlu ülkesi Kosta Rika’dan ödünç aldığım bu deyimle ilgili internette bulduğum bir kaç açıklama şöyle
pura vida;
Kanada’da Toplanan COP15’ten Dünya’ya Umut Veren Gelişme
İzmirli gazeteci A.Nedim Atilla’nın Ege’de Sonsöz gazetesinde 20 Aralık 2022 tarihinde yayımlanan yazısı gezegenle ilgili gelecek için ümitlerimizin tükenmediğine işaret ediyor. Kendisinin izniyle paylaşıyorum. (*)
Türkiye’de kaç kişinin umurunda olduğunu bilmiyorum ama Kanada’da dün açıklanan COP15 kararları gezegenimizin geleceği için çok önemli… Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in dediği gibi “COP15’in tarihi sonucunu memnuniyetle karşılamamız gerek” Montreal’deki görüşmeleri uzaktan ama dikkatlice takip ediyorduk.
Ries ve Trout’un Marka Konumlandırma Stratejisi Nedir?
Ülkemizde pazarlama dünyasının önemli temsilcilerinin başında gelen Temel Aksoy’un her Salı yayımladığı blog yazılarından 6 Aralık 2022 tarihlisi hepimizi çok yakından ilgilendiren “marka ve konumlandırma” ile ilgiliydi. Özellikle Al Ries Ve Jack Trout gibi gençlik yıllarımızda pazarlamaya yönelik fikirsel çalışmaları bizleri hayli meşgul etmiş olan bu “gurular”
Nöro-saçmalama!
Prof.Dr. Acar Baltaş hocamın bu yazısına onun izni ile bu blogda yer vermeseydim buranın misyonu ile ilgili çok önemli bir yaklaşımı atlamış olacaktım. 7 Aralık 2022 tarihli Baltaş Bilgievi yayınında yer alan “Nöro-saçmalama” başlıklı yazı benim “pazarlamanın kımıl zararlılarını” tanımlayan enfes bir içeriği sunuyor.
Şirketler kazandıkları paranın hesap verilebilirliği modeline geçmeli
Business Life Kasım 2022 sayısında yer alan görüş yazım:
Sürdürülebilirlik kavramının asıl adı “sürdürülebilir insani gelişimdir”. Kavramı bu şekilde anlarsak itibarlı bir kurum olma yolunda mesafe alabiliriz. Yani mesele karbon ayak izi ölçümlenmesine indirgenmemeli. Bu gezegene karşı ağaç dikmenin ötesinde sorumluluklarımız var. Sonuçta “misafiriz”! Misafir misafirliğini bilmeli ve sürdürülebilir insanı gelişime katkı olacak her konuyu günlük yaşamın bir parçası haline getirmelidir.
Teknolojinin vatanı olur mu?
Digital Report’ta yayımlanan yazımı paylaşıyorum.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgale kalkışması birçok uluslararası sorunla birlikte gündeme “teknolojinin” bu savaştaki konumunu ve rolünü getirdi. Tabii ki konu sadece Rus ve Ukrayna’lı teknoloji geliştiricileri ve uygulayıcıları ile sınırlı değil. Küresel çapta savaş içindeki gelişmelere ellerindeki teknoloji ile “saf” tutan tarafların olduğu medya sayfalarına yansıyor.
Kurumsal markanın öncelikleri her şeyi solladı
Öyle bir döneme girdik ki “kurumsal markanın” yönetilmesindeki öncelikler geleneksel marka yönetiminde bildiklerimizi unutturdu. Zaten o yüzden; iç iletişim ve sürdürülebilirlik iletişimi ayrı birer meslek oldu. Paydaş haritaları, itibar riskleri, sosyal medya yönetimi, sivil toplum entegrasyonu gibi konular şirket gündemlerinin üst sıralarında değerlendiriliyor. Bunlara paralel paydaş araştırmaları, etki raporları, uluslararası kuruluşlarda temsil,
Terbiye ve Görgü
Prof:Dr.Acar Baltaş hocam her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir konuyu enfes örneklerle dile getirmiş. Kendi yazılarını derlediği “Kaynak” dergisinden izniyle yayımlıyorum.
Hayatta en gerekli bilgiler anaokulunda öğretiliyor. “Bir şey istediğin zaman lütfen de”, ”Sana bir şey verdikleri zaman teşekkür et”, “Sıraya gir”, “Başkasına ait bir şeyi alma,