Sign up with your email address to be the first to know about new products, VIP offers, blog features & more.

Sorumluluklarımızdan Sorumlu Olmak!

Kasım ayının ilk yarısında MediaCat tarafından düzenlenen Brand Week organizasyonundaydım. 9 Kasım Perşembe sabahı da “Sorumluluklarımızdan Sorumlu Olmak” başlıklı konuşmam ile katılımcıların karşısına çıktım. Oldukça kapsamlı olumlu tepkiler aldığım konuşmamı izleyemeyenler için burada paylaşmak istedim…

“İlk sürdürülebilirlik kartviziti”

Hayatımda üzerinde sürdürülebilirlik direktörü yazan ilk kartviziti 2001 yılında San Francisco’da düzenlenmiş olan uluslararası bir kongrenin kahve molasında küresel bir şirkette görev yapan meslektaşımdan aldım.

Yapay Zekâ “GO” da İnsanı Yendi; Buyurun Cenaze Namazına! (*)

Nature Alamy

Çalışma masamın önündeki sehpanın üzerinde duran çanaktaki küçük taşları M&M çikolatası zannedip ağzına atan çok misafirim olmuştur. Oysaki siyah beyaz olarak ayrı çanaklarda duran tırnak büyüklüğündeki bu taşlar kökü 4000 yıl öncesine giden GO adlı strateji oyunu oynamaya yarıyor. Çin’de ve Tibet’te doğduğu rivayet olunur.

Sen Benim Kim Olduğumu Biliyor Musun? (*)

Genellikle sorunlu ya da suçlu olduğumuz halde can havliyle gölgesine sığınma ihtiyacı hissettiğimiz cümledir; “sen benim kim olduğumu biliyor musun?” Bir sorunumuz ya da suçlu konumumuz olmasa kim olduğumuzu hatırlatmakla ilgili bir kimlik patinajına zaten gereksinim yoktur.
Uçağa son dakika yetişmişizdir, kapılar kapanmıştır. Çapsız bir “sen benim kim olduğumu biliyor musun” dalaşması perdelerini açmıştır.

Dolu Dolu Yaşadı, Tükenmeyecek Anılar Bıraktı…

Annemin Fahrünnisa Kadıbeşegil’i 2009 yılında kaybetttik.
Her yıl kadirşinas dostumuz Sancar Maruf’lunun düzenlediği mütevazi ancak anlamı büyük olan bir anma töreni ile vefat günü olan 10 Ekimlerde anıyoruz onu.
Dostları, arkadaşları, yakından ve uzaktan tanıyanlar kürsüye geliyor…
Şiirler, anılar, sanat-kültür dokulu cümleler…
Her yıl İzmir’de, Karşıyaka’da Attila İlhan büstünün etrafında toplanıyoruz.

Portekizli Çocukların İklim Değişikliği Bilinci!

İçimi acıtan konuların en başında geliyor orman yangınları. Özellikle cennet ülkemizin doğa harikası ormanlarının yanması ile ilgili haberler kahrediyor her seferinde.
Helikopterlerin bakraçlarıyla su taşıması karşısında gözyaşlarımı tutamadığım olmuştu.
Sadece ülkemizde değil dünyanın dört bir tarafındaki ormanların (su gibi) tüm insanlığa ait olduğu bilinci uzun yıllardır verdiğim ders ve konferansların içinde “dünya vatandaşlığına yolculuğun”

Evrim Teorisi SpaceX Yolcusu Olsaydı

Zaman, insan ve mekan…
Çağlar boyu bir ailenin bireyleri gibi didişip durdular. Mekan ve zamanın kârlı çıktığı gibi görünen 70 bin yıllık yolculuğun bir başka kilometre taşını Elon Musk’ın twitinde yakaladım.

Çok değil daha yüz yıl önce kıtalararası yolculukların haftalar, aylar sürdüğü bir yaşamın içinden yarım saate inmekte olan bir başka boyut seriliyor önümüze.

Alaçatı’yı “Alaçatı” yapan markalar!

Tatile Özlem

Türkiye’nin popüler turizm beldesi Alaçatı’nın nereden gelip nereye gittiğini incelemek için tarihsel gelişimine göz atmak lazım. Konuyla ilgili sınırlı sayıda kaynak var ama sanırım ilk başvurulması gereken Prof. Dr. İsmail Gezgin’in Alacaat’tan Alaçatı’ya kitabı.

Diğer kaynaklarla birlikte değerlendirildiğinde Alaçatı’yı üç ana dönemde değerlendirmek mümkün.

Bir Başka Pencereden Alaçatı (*)

Gürültü kirliliği, yüksek fiyatlar, kalitesiz işletmeler, kıyı işgalleri, uyuşturucu vb sorunlarla özellikle yaz aylarında gündeme gelen Alaçatı’nın gündemi aslında bu sayılanlardan ibaret değil. Alaçatı’nın kendi kimliği ve marka değerini kurguladığı özelliklerini yıpratan bu gündem yüzünden diğer tarafını göremez olduk!

 
Tabii, sorunların özünde bir “kent markası stratejisi ve uygulama planının”

Gezegenin kırmızı çizgisi bizde hangi renk? (*)

İklim değişikliği ve küresel ısınma iş dünyasının ne kadar gündeminde bilemiyoruz ama RepMan İtibar Araştırmaları Merkezi’nin bu yıl 6. sını düzenlediği forumda paylaştığı bilgiler oldukça çarpıcıydı. Merkez adına ZENNA Kurumsal Marka Araştırmaları ve Danışmanlık tarafından gerçekleştirilen araştırmanın en önemli bulgularından bir tanesi kanaat önderlerinin % 63 oranı ile şirketleri sürdürülebilirlik meselesinde “samimi” bulmamaları olarak karşımıza geldi.

267 gün!

Hakan Kara… 267 gündür demir parmaklıklar arkasında. 35 yıldır Cumhuriyet gazetesi emekçisi. Ama daha önemlisi bir “bilgi işçisi”… Konuşması, sözcükleri, ses tonu bile “barış, insanlık, sevgi” kokan bir örnek yazı adamı.
Herkesin örnek alması gereken çevre dostu bu insan 267 gündür hakkında ne olduğu tartışılan iddialar için hakim karşısına çıkmayı bekliyor.