Ve her yerdeyim.
Asırlardır kuşaktan kuşağa Aşık Ruhlarla buluşuyoruz.
Mavilerin, yeşillerin güneşle yıkanması…
Kaybolan değerlerin tekrar baş tacı edilmesi…
Akıl Tutulması yaşayan insanların çürümüş hayatlarının tohumlanması…
Aşık Ruhlar kendilerine, geleceğe, Cumhuriyet Devrimlerine inançla, sevgi ve iyilikle kanatlanmaya devam edecek…
Aydınlık, kötülüğü güzele dönüştürecek.
Ben hiçbir yerde olacağım…
Yeşil badanalama ödülleri adayları
EKOIQ dergisinin 4 Temmuz 2022 sayısında yer verdiği yazımı aşağıda paylaşıyorum.
Pablo Escobar yıllarca saat gibi çalışan bir uyuşturucu işinin “kralıydı”! Sahibi olduğu kartel Kolombiya merkezli olsa da Amerika pazarını diğer kartellerle paylaşmıştı. Devlete kafa tutan gücü bir ara parlamentoya bile girmesini sağladı. Devlet adamlarını, kamu görevlilerini tetikçileri kanalıyla öldürmekten çekinmeyen bir karakteri vardı.
Krizler Çarşısı
İstanbul Aydın Üniversitesi PR Atölye dergisi 4. sayısı için yazdığım “Krizler çarşısı” yazısını aşağıda bulabilirsiniz.
Krizler hayatın rutin akışını bozan her şeydir. Tanımlanmış süreçlerin faydasız kaldığı durumlardır. Yetki ve sorumlulukların el ve şekil değiştirmek durumunda olduğu ortamlardır. İşin daha da kötüsü, bunlar yaşanırken deneyimlenenin bir “kriz” olduğu gerçeğinin farkına varılamaması nedeniyle kriz içinde başka krizlerin doğmasına neden olunan ortamlardır.
Yeşil badananın faturası
Toplumun ekolojik duyarlılığının artması ile birlikte daha yoğun tartışır olduk “greenwashing” kavramını Yani yeşil badana veya yeşile boyamak olarak tanımlıyoruz. Ekolojik çevre ile ilgili tüm kabahatleri ve sabıkası ortada dururken, göstermelik ve eğlencelik başlığı altında değerlendirilebilecek birkaç çevre dostu faaliyetini basın bültenlerine dönüştürmekten yüksünmeyen markalardan ve şirketlerden söz ediyoruz. Geleneğe uyarak düzenli sürdürülebilirlik raporlarını üreten ancak çalışanlarının bu raporun içeriğine müstehzi bir ifade ile baktığı kurumlardan söz ediyoruz.
Uluslararası Standartlar ile mesleğin bir üst lige çıkma şansı yakalandı
PR Danışmanlığı mesleğinde uluslararası standartlar ve bağımsız denetim olarak tanımlanan mesleki bildirge ilk kez İngiltere’de bizim İDA’nın karşılığı olan PRCA tarafından 1997 yılında geliştirilmiştir. Aynı yıl Helsinki’de toplanan IPRA ,ICCO ve CERP mesleki örgüt kongrelerinde de halkla ilişkilerde kalite standartları ve ölçümleme ile ilgili ortak bir deklarasyon yayımlanmıştır.1998 yılında aralarında benim de Türkiye’yi temsilen bulunduğum mesleğin uluslararası örgütü olan ICCO tarafından PRCA çalışması benimsenmiş ve üyelik için “tek şart”
Başarı kriterlerinin metrikleri değişmeli
Sürdürülebilirlik kavramını maalesef çok geç keşfettik. Günümüzdeki içeriği 1970’lerde de keşfedebilirdik. Beceremedik. Kulak asmadık. Hatta, bugün sürdürülebilirlik kavramının ortaya çıkmasının başlangıcı kabul edilen 1987 Brundland Raporundan bile habersiz sürdürülebilirlik stratejileri yönetmeye çalışıyor şirketler. Milat tabii ki Birleşmiş Milletler’in 1992 yılında gerçekleştirdiği RİO Konferansı. Bugün samimiyetle sürdürülebilirlik politikaları yapmaya çalışan şirketlerin öncelikle o konferansta bir konuşma yapan 11 yaşındaki Everyn Suzuki’yi dinleyerek işe başlamalarını tavsiye ederim.
Ortak akıl değil “Yeni Akıl” üretmemiz lazım!
Gündemdeki tüm stratejileri, planları, niyetleri allak bullak eden iklim krizi var. Ertesi gün işinizi, aşınızı, kısacası hayatınızı nasıl etkileyeceğini bilmediğimiz bir dönemden geçiyoruz. Böyle bir dönemde eskiden yazılmış kurallar ve öğretilerin hiçbir belirleyiciliği yoktur. Ortak akıl değil “yeni akıl” üretilmesi sürecini keşfetmemiz lazım.
“Hayatta kalma” (survival) stratejilerine sırtımızı dayayabileceğimiz bir pusula bulmamız lazım.
İletişim ve İlişkilere “ayar” veren CEO’lar
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki bir kurumun itibarının yönetilmesindeki sorumluluğun %88’i CEO’ların omuzlarında. Tüketicilerin satın alma ve tavsiye etme tercihlerinden, çalışan bağlılığına kadar birçok iş sonucunu doğrudan etkileyen itibar yönetimi performansında iki ana belirleyici ; iletişim ve ilişkilerin kalitesi. “Ne var ki bunda?” zaten yaşam bunlar üzerine kurulu değil mi şeklinde de düşünenlerimiz olacaktır ancak paydaşlarımız nezdinde ne kadar “güven” verici olduğumuz hem iletişim hem de ilişkileri nasıl yönettiğimiz ile doğrudan ilgilidir.
İklim Krizi Yöneticilerine Kadro Açın!
2020’nin ilk aylarında tüm dünyada Korona ile herkesi çaresiz bırakan Covid-19 gündemi kriz iken “kaosa” evrildi. Bir yandan normalleşme ile ilgili adımlar atılmakta (her ne demekse) diğer yandan açılım politikaları ile “kaldığımız yerden devam” gibi bir söylem gündemin üst sıralarında. Ancak toz bulutu dağılmış değil. Aşıların işe yararlılığının netleşmesine uzmanlar en az bir yıl daha var olduğunu söylüyorlar.
İletişimin Kalitesi “Güvenilirliğinden” sorulur
İletişim bilginin ve kaynaklarının güvenilirliği üzerine inşa edilir. Şeffaflık ve tarafsızlık ilkeleri iletişim yönetimine “güven” verir. Günümüzde iletişim ortamı “dezenformasyon toplumunu” yarattığı için her zamankinden daha fazla bilginin ve kaynakların güvenilirliğine ihtiyacımız var. İletişimin kalitesinin önündeki engellere baktığımızda en başta “duygusallık” faktörü geliyor. Gerçeklerin değil duyguların ağır bastığı iletişim algılara hizmet ediyor olabilir ancak bunlar bir zaman sonra “itibar” duvarında parça parça olabilirler.